Kayseri - Hüma Tüp Bebek Merkezi
×
TR
EN
RU
AR
MİKROENJEKSİYON VE TÜP BEBEK

Tüp bebek tedavisi, en başarılı yardımcı üreme yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişen teknoloji ile tüp bebek yönteminin geliştirilmesi amacı ile her geçen gün yeni yöntemler ve yeni ilaç teknolojileri keşfedilmektedir. Tüp bebek tedavisi günümüzde oldukça yaygınlaşan bir tedavi yöntemidir. Günümüzde her yüz çiftten yaklaşık olarak 20 tanesinin çocuk sahibi olmak için ihtiyaç duyduğu bir işlemdir. Ülkemizde 3 milyondan fazla çiftin gelişen teknoloji doğrultusunda tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olması sağlanmıştır.

Tüp bebek yönteminde anne adayına uygulanan ilaç tedavileri ve yumurta toplama işlemleri sonucunda birden fazla yumurta elde edilir. Elde edilen yumurta hücrelerinden en sağlıklı, kaliteli olan yumurta tespit edilir ve bu süreçte de baba adayından örnek sperm alınır. Alınan sperm örneği içinden seçilen kaliteli spermler, yumurta hücresi ile döllendirilir ve embriyo oluşturulur. Oluşan embriyo, anne adayının rahmine transfer edilir. Ancak bazı durumlarda, erkek kısırlığı nedeniyle sperm hücresinin yumurtayı döllemesi mümkün olmayabilir. Bu durumda ise karşımıza mikroenjeksiyon yöntemi çıkmaktadır. Şimdi sizlerle çok sık kullanılan ve etkili bir yöntem olan mikroenjeksiyon ve tüp bebek tedavisini daha detaylıca inceleyeceğiz.

MİKROENJEKSİYON VE TÜP BEBEK Farkları nelerdir?

Tüp bebek tedavisinde son yıllarda uygulanan teknik mikroenjeksiyon tekniğidir. Buradaki ana nokta laboratuvar ortamında kadınlardan elde edilen yumurtalarla erkeklerden elde edilen spermin özel bir mikroskop altında spermin yumurta içerisine enjekte edilerek dölleme işleminin gerçekleştirilmesidir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Özellikle erkekten elde edilen spermin en sağlıklı sperm olması önemlidir. Bu işlemi uygularken eskiden dört yüz kat büyüten mikroskoplar kullanılırdı fakat günümüzde yedi bin kat büyüten mikroskoplar ile çalışılarak en sağlıklı spermler tespit edilir. En kaliteli sperm hücresi tespit edildikten sonra ise seçilen yumurta hücresinin içerisinde enjeksiyonla transfer edilir. Dölleme işlemi artık laboratuvar koşullarında ideale yakın koşullarda gerçekleştirilmektedir. Bu tekniğin adı mikroenjeksiyon tekniğidir. Tüp bebek tedavisinde mikroenjeksiyon yöntemi uygulamaya girdikten sonra birçok kısırlık problemi çözümü gerçekleşmiştir.

Tüp bebek tedavisinde sperm sayısı düşük ise başarılı sonuç elde etmek mümkün değildir veya ileri yaşlı kadınlarda yumurta kabuğu kalınlaşmakta ve sperm yumurta içerisine girmekte zorlanmaktadır. Bu noktada mikroenjeksiyon yöntemi, yaşanılan sorunların giderilmesi konusunda destek olmaktadır. Günümüzde tüp bebek yönteminin bu denli başarılı olmasında mikroenjeksiyon yönteminin yeri büyüktür. Ve gelişen teknoloji ile mikroenjeksiyon yöntemi de gelişmekte ve zamanla daha iyi sonuçlar elde edilmektedir.

Hangi Durumlarda Tüp bebek Tedavisi Uygulanamaz?

Tüp bebek tedavisi,  kişinin doğrudan sağlığı ile ilgili gerçekleştirilecek olan önemli tedavi yöntemlerinden bir tanesidir. Tüp bebek, doğrudan kadınların gebe kalmasına yönelik olan bir tedavi olmasının yanı sıra; vücudun bütün olarak ele alındığında da sağlıklı olması önemli bir noktadır.

Bazı durumlarda kişi istese dahi tüp bebek uygulanamayabilir. Bu durumlar, kadınlarla ilgili olduğu gibi erkeklerle de ilgili olarak gözlemlenebilir. Bu durumlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

·         Eğer kadınlarda rahim yapısında ortaya çıkan bir sağlık sorunu mevcutsa bu tedavi uygulanmaz.

·         İlerleyen yaşlara bağlı olarak, gebelik hali kadınların sağlık durumlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu durum hakkında kadınlar, doktorlar tarafından bilgilendirilir ve çok riskli görülürse de doktorlar tarafından engellenebilir. Kendi sağlıklarına kesin olarak zarar verecek durumda ise kadınlar tüp bebek tedavisi yaptıramaz.

·         Öncelikle tüp bebek tedavi yöntemi uygulanmadan alternatif gebelik yöntemleri denenmeli ve sonrasında son çare olarak düşünülerek tüp bebek uygulaması yapılmalıdır. Alternatif olarak tercih edilecek olan gebelik yöntemlerinin denenmemiş olması, doğrudan tüp bebeğin doktorlar tarafından önerilmiyor olmasına sebep olur. Çünkü tüp bebek; doğrudan müdahale edilmesine bağlı olarak gebeliğin sağlanmaya çalışılmasını içerir.

·         Bireylerde ciddi sağlık problemlerinin olması ya da ciddi hastalıklarının kesin olarak teşhisi koyulduğu tespit edilen kişiler, gebelik yaşaması halinde çocuklarında da ciddi bir hastalık olacağı doktorlar tarafından öngörülebilir. Bu tür durumlarda tüp bebek işlemi yapılamaz.

 

Yukarıda sıraladığımız tüm durumlar, kadınların tüp bebek tedavilerini almasına engel olacak durumlardır. Buna ek olarak, erkeklerden alınan üreme hücrelerinin kalite olarak düşük, sağlıksız spermlerin olması da tüp bebek yapılamamasına neden olabilir.

Tüp Bebek Tedavisi Hangi Durumlarda Tercih Edilir?

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin doğal yöntemlerle veya aşılama yöntemiyle gebelik oluşturulamaması durumunda tercih edilen bir tedavi yöntemi olarak tüp bebek tedavisi karşımıza çıkmaktadır. Çağın en büyük sorunlarından olmaya başlayan kısırlık, eşlerin herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmadığı halde çocuk sahibi olamamaları durumudur. Kısırlık, çiftlerin en az bir yıl süre geçmesine rağmen gebelik olgusunun gelişmemesi durumuna denilmektedir. Bu sure WHO’ya göre iki yıl olarak kabul edilmektedir. Tüp bebek,  bu durumu yaşayan çiftlerin başvurduğu bir tedavi yöntemidir.

Miyom Nedir Ve Tüp Bebek Tedavisine Engel Midir?

Oldukça merak edilen bir konu olan miyom nedir ve tüp bebek tedavisine engel olur mu, soruları çok sık karşılaşılan ve çoğu kişinin aklına takılan sorulardır.

Miyomlar, rahimde görülen anormal düz kas çoğalması şeklinde tanımlanabilir ve rahimde en sık görülen iyi huylu tümördür, diyebiliriz. Miyomlar, düzgün sınırlı kitlelerdir ve farklı yerleşimlerde (intramural, subseröz, intrakaviter, saplı vb .)  olabilirler. Miyomlar, yerleştikleri alana göre farklılık gösterirler. Miyomların boyutu, sayısı ve nereye yerleştiğine göre de belirtiler de değişir. Miyomlar dolayısıyla yerleştikleri bölge itibari ile rahimin yapısını bozabilirler.

Tüp bebek tedavisi başarısı açısından düşünüldüğünde rahimin içine etki edebilecek miyomların tüp bebek tedavisini etkilediği düşünülmektedir. Bu nedenle yer olarak rahimin içerisine çok yakın miyomları mutlaka tüp bebek tedavisi öncesinde alınması önerilir. Ama bazı miyomlar, rahimin kas tabakası içerisinde olup rahimin içerisine etki etmeyen ya da daha dış kısma doğru yakın olan miyomları tüp bebek tedavisi öncesinde almaya gerek olmayabilir. Rahimin içerisini doğrudan etkilemese bile hastada var olan miyomlar tekrarlayan tedavi başarısızlıklarına yol açıyorsa yani tüp bebek tedavileri başarısızlık ile sonuçlanıyorsa bu hastaların da bu açıdan muayene edilerek bu konu incelenip öncelikle miyomların alınması gerekebilir.

Sonuç olarak kesinlikle miyomlar tüp bebek tedavisine engeldir diyemeyiz ama bazı miyomlar tedaviye engel olabilir ve bazıları ise tedaviye engel değildir bu kişiden kişiye değişir, diyebiliriz.

Tüp Bebek Öncesi Yapılması Gerekenler

Çocuk sahibi olmak isteyen çiftler, gebeliğin oluşması için pek çok yola başvurabiliyor. Bu yollardan bir tanesi de tüp bebek tedavisidir. Tabi ki tüp bebek tedavisi öncesinde yapılması gerekenler vardır. Hamile kalmak için tüp bebek tedavisinden destek alacak anne adaylarının yaşam tarzlarında bazı farklılıklar yapması önemli bir konudur. Tüp bebek öncesi doğru yönteme karar verilmeli ve bu süreçte çiftler arasında desteğin sağlanması gerekmektedir.

Tüp bebek tedavisi için karar aldığınızda bu yolda ilk adımı atmış ve tedavi sürecini başlatmış olursunuz. Bu dönemde motivasyonunuz inancınız çok önemlidir.   Süreç boyunca başta baba adayı olmak üzere tüm aile bireylerinin destek olması, stresten uzak durmanıza yardımcı olabilir. Bu dönemde, hem mental hem de fiziksel olarak kendinize dikkat etmek tedavinin başarısını artıracak etmenlerdendir.

Sağlıklı beslenmek normal şartlarda da önemlidir fakat bu süreçte daha da önemli bir hal alır.

Sağlıklı ve organik gıdalar ile beslenilmeli vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin karşılanması gerekmektedir. Ayrıca bu süreçte doktorun tavsiyelerine, yasaklarına harfiyen uyulmalı ve doktorun kontrolü dışına çıkılmamalıdır.

Tüp Bebekte Hamilelik Belirtileri

Tüp bebek tedavisinde hamilelik belirtileri şu şekilde meydana gelir, Tüp bebek tedavisinin en son aşaması olan yumurta transferinin ardından kişiye 12 gün sonra idrar ya da kan testi yapılır. Eğer tüp bebek tedavisinin sonucu başarıya ulaşmış ise yani hamilelik gerçekleşmiş ise kanama olmaz ve yapılan testlerde kan sonucu negatif çıkmaz. Ve sonrasında normal hamilelik belirtileri görülmeye başlanır. Hamilelik belirtilerinin en başında bel ağrısı gelir, bu durum embriyo oluşumu sürecinde en çok görülen durumdur. Bu belirtiler embriyo oluşumunu tamamlayana kadar devam eder. Test sonucunda negatif sonuç çıkmayan ve kanama gerçekleşmeyen bir tüp bebek transfer sonrası belirtilerinden bir diğeri ise karın ağrısı ve kusma belirtileridir. Bu süreçte bebek, oluşumu için tutunmaya çalışır bu nedenle anne adayında bazı belirtiler görülür.

Tüp bebek tedavisinin olumlu sonuçlanması ve gebelik oluşması durumunda anne adayları için riskli dönem olarak kabul edilen ilk 3 aylık dönem çok önemlidir. Bu dönemde anne adayları kendilerine çok iyi bakmalı, hızlı, ani ve yukarı doğru uzanma şeklindeki hareketlerden ve ağır eşyalar kaldırmaktan sakınılmalıdır. Bu dönemde doktor kontrollerini aksatmadan gitmeli doktor tavsiyesi ile verilen ilaçları düzenli kullanarak bu zorlu dönemi atlatmalıdır. Ayrıca hamilelik süresince sık sık dinlenmeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermelidir. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra alkol ve sigaradan kesinlikle uzak durmalı hatta sigara dumanı bulunan her ortamdan derhal uzaklaşmalıdır.

Tüp Bebek Tedavisi Riskleri Nelerdir?


Tüp bebek tedavisinin de her tıbbi müdahale gibi bazı riskleri mevcuttur. Tüp bebek tedavisinde aslında en büyük risk başarısız olmaktır. Yumurta toplanması sırasında yumurtaların olgun olmaması, toplanan yumurtaların döllenmemesi ya da oluşan embriyonun kalitesiz olmasıdır. Bunların dışında kadın vücudunda gerçekleşebilecek riskler de vardır. Ovaryan Hipertimülasyon Sendromu denilen aşırı aşırı uyarılma sendromudur.

Tüp bebek tedavilerinin bir komplikasyonu olarak değerlendirebilecek durum ise çoğul gebeliklerdir. Çoğul gebelikler günümüzde bir başarı değil de komplikasyon olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle tek embriyo transferi önerilmektedir. Hem bebek sağlığı için hem de anne sağlığı için önemlidir.

Tüp Bebek Tedavisini SGK Karşılar Mı?

SGK, tüp bebek tedavisini karşılamak için bir takım şartlar aramaktadır. SGK tüp bebek tedavisini karşılamak için ilk iki denemede kadının 23 yaşından büyük, erkeğin de 40 yaş ve üzeri olmasını beklemektedir. Bunun yanı sıra çiftin 3 yıldır resmi olarak evli olmaları ve başka evliliklerinden çocuk sahibi olmamaları gerekmektedir.

Gerekli şartları sağlayan çiftler SGK’ya başvurabilir. SGK tüp bebek konusunda çiftlere üç defa deneme hakkı tanımaktadır. Birinci denemede yüzde 70’i, ikinci denemede yüzde 75’i, üçüncü denemede yüzde 80’i Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.

Bu yazımızda çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için tüp bebek tedavisi ve mikroenjeksyon tedavisi başta olmak üzere tüp bebek tedavisi düşünen çiftler için detaylı açıklamalarda bulunduk. Tüp bebek tedavisi ile mikroenjeksiyon tedavisi arasındaki farkları, tüp bebek tedavisi hangi durumlarda tercih edilir, hangi durumlarda bu tedavi şekli uygulanamaz bunlardan bahsettik.  Ve son olarak tüp bebek tedavisinin maddi boyutundan bahsederek sizlere yararlı bilgiler sunmayı hedefledik. Keyifli okumalara dileriz. Daha fazla bilgi için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Tüp bebek tedavi sürecinde beslenme nasıl olmalıdır?


Logo
E-BÜLTENE KAYIT OLUN
KAYIT OL !
Web sitemizde yer alan bilgiler Hüma Tüp Bebek tarafından oluşturulmuştur. Bu bilgiler tedavi edici amaç taşımamaktadır.
Web Tasarım_Medyatör